31 Ocak 2011 Pazartesi

ben, sen sanıyorum kendimi

hep bir şeylerin peşindeyiz, ulaşamayacağımız dallarda olmasa gözümüz belki de yaşamaya değer olmayacak hayat.... bu kadar koşturmacanın içinde ise yalnızız, yapayalnız. ekranın başında beni okuyan 1000+ takipçisi olan adam, evet sana diyorum! ölüyorum desen kim soracak sana neyin var diye? kim uzatacak elini, ben mi?! yooo bakma öyle bende ölüyorum yalnızlıktan, kimsesizlikten.... ölüyorum bak sesim çıkmıyor.... hem aynı ekrana bakıyoruz seninle bir tık uzağımda ki  battaniyesine sımsıkı sarılan saçlarını at kuyruğu yapmış kız hem de cehennem kadar uzağız birbirimize.... çığlık atsan bana ne? gözlerimizin rengi bile aynı evet belki de ben sanıyorsun kendini, başka adamlara başka aşklara ağlıyoruz oysa ki.... heyhat....
sende benim gibi anlamsız uzatılmış yazıları okumayı beceremedin bir türlü, ya ortasını geçtin ya başlayıpta bitirdin...ilk harfte daha bir daha buralara uğramayacanı bildin... bir de tanımadığın için sevdin beni başkası sandığın için yeni hayatları merak ettiğinden hep, bilmediğin bir caddede kaybolmak istedin, sonra pencereye yansıyan yüzümü gördün, kendi yüzünü gördün, zavallılığımı gördün zavallılığın aktı gözlerinden...