21 Ağustos 2011 Pazar

geçen zaman


bazen kendime verebileceğim en anlamlı yanıt "herneyse" oluyor,
vazgeçmedim hayır ama bileklerim o kadar ince ki, uzanamıyorum sana. yazamıyorum da artık biliyorsun parmaklarım kalemi tutamayacak kadar güçsüz, yazım çirkin diye korkmuyorum, yanılıyorsun! iz bırakmıyorum ardımda, yok oluyorum buharlaşıyor sözcükler havada...
sahilde elele yürürken taktığım kocaman pembe gözlüklerin ardından bile dünya toz pembe değilken, hala masallara inanıyor olmak bildiğin komik işte! yine de iyi mi , kötü mü bilemezken bir fotoğrafa hapsettim o günü, anılarımızı sonra beğenmedim, karaladım üzerimizi.
hani parmak uçlarınla dokunuyorsun ya bana kırılmamdan korkarak hiç bilmeden saçlarımın karman çorman olduğunu!? takılıyor ellerine, kayboluyorsun... kızmam canımı yakmana da değil, beni dinlememene, söylediklerimi umursamamana, hep yanında olacağıma güvenmene... getirdiğin bahar fırtınalara yenilirse kayboluruz biz , adımı bile hatırlamazsın belki de. belki ben ölürüm genç yaşımda, belki ölmeyi dilerim, fısıldarım sessizce yukarıya.
bir de kırdıklarına basıyorum hep ayaklarım kanıyor, ama içim acıyor... duymuyorsun işte söylediklerimi bütün hıncım bundan, görmüyorsun gözünün önünde asırlardır yaşananları, bütün acım ondan...
bana aldığın o saat kadar gerçek yaşam...
her baktığımda beni umursamayışını, dudaklarımdan dökülenleri hiçe sayışını hatırlatıyor bana geçen zaman.


1 yorum:

  1. Sevdalar, Aşklar.. Öyle dönüşümler yaşayabiliyorki..! Ummadığın bir vefasızlık, nankörlük tüm ezberini bozuyor insanın..ölümüde düşünüyor insan..ama ölsün demiyor.. Yaşasın ve acının büyüğünü yaşasın, ve yüreğinde hep acı var olsun diyor...

    YanıtlaSil