17 Aralık 2011 Cumartesi

hiç sanmıyorum

insan kendini yıllarca aynı yalana nasıl inandırır? seni sevmek bir kitabı baştan sona okuyamamaktı.
hatırlamadığına inandırıp kendini bitmesin diye bir kaç sayfa geriden başlamak her yeni güne. olduğun yerde saymak. hem sana mı yazıyorum tüm bunları sanıyorsun? sen birileriyle sevişirsin gece güzndüz demeden , ben içimdeki kalabalıkla konuşurum hep.  yalnızlık ne demek biliyor musun? en son ne zaman baktın aynada kendi gözlerinin içine doğrudan... evet, noktalama işaretlerine hiç aldırmam yazarken ama bu bir soru değil saçmalama! harcama nefesini, gözümde olduğun yerde değilsin,  nereye koydum, bulamıyorum seni, her gün sayfalarca yaptığım çevirilerde de seni arıyor olamam, ben böyle yaşayamam.
sizlerin elinizi  bile yaklaştıramayacağınız sıcaklıkta sularda yıkanıyorum ben, bu yüzden belki kendimi hepinizden temiz sanıyorum. itiraf edemediklerim arasında aslında 100 yaşında olduğum var, belki de 104 ben bile bilmiyorum.
günlerdir yemek yemiyorum,uyumuyorum, sevişmiyorum alışkanlıklarımı değiştirmeye çalışıyorum. belki sigaraya başlamalıyım.bu işte hiç bir terslik yok, canım istedi mi ne kadar çabuk unuttuğuma şaşırıyorum. insan en çok kendi kendine gülebilmeli işin gerçeği. cevabını bildiğim soruları, gerçeği söyleyip söylemeyeceğinizi görmek için soruyorum...
peki bunları size neden anlatıyorum?
hem sizinle tanışmış mıydık ki? hiç sanmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder