3 Şubat 2011 Perşembe

thierry mugler womanity

size güzel bir şeyler anlatmak istiyorum ama, birinin yorumda yazdığı gibi kalbim de sayfam kadar karanlık...
sonra aklıma geldi kendimle ilgili olmayan bir şeyi parlak harflerle yazabilirim ama değil mi? blogun adıda saçmalardan seçmeler olduğuna göre sürekli içimi dökmek zorunda değilim.
Thierry Mugler.... ya çok seveceğiniz ya da nefret edeceğiniz şeyler üretmiş insan, 21 Aralık 1945 Strasbourg doğumludur , aslende Fransızdır. Modacı diyorum çünkü her ne kadar kıyafet/ayakabı tasarımı yapmayı bırakmışta olsa koku bir insanın üzerine geçirebileceği en baştan çıkarıcı kıyafettir! Küçüklüğünde de çizim yapmayı seven Thierry Mugler 9 yaşında klasik dans eğitimi almaya başlamıştır. 14 yaşında disipliniyle anılan Rhin Opera bale topluluğuna katılmıştır.  Paris opera balesine katılma isteği de kulağıma gelenlerden, balet olması aklınıza gay olduğunu getiriyorsa sanırım bu konuda da haklısınız (not olarak düşmem gerekirse birlikte çalıştığım, tanıdığım tüm tasarımcılar gaydi...yalnızca bir istisna vardı ilginçtir ki.) tabi bu arada aldığı iç mimarlık derslerini de unutmamak gerek sanıyorum tasarımlarında ki geometrik şekilleri ve keskin hatları sık kullanma eğilimi bu dönemlerden kalma.1967 yılında profesyonel fotografçılığada burnunu sokmuştur. 1969 yılında henüz 24 yaşındayken  dünyayı gezmeye ve Paris'te yaşamaya karar vermiştir. Gudule isimli bir çok modacının da başlangıç noktası olan bir butikte tasarımcı yamağı olarak çalışmış tamamı el yapımı olan tasarımlarını sergilemeye başlamıştır burada. 26 yaşına geldiğinde (ki şu an aynı yaştayız :( bir de benim olduğum yere bak sevgili okur) serbest çalışan bir tasarımcıdır artık.
“Café de Paris” isimli ilk kişisel koleksiyonunu da 1973 yılında sevenleriyle buluşturmuş "feminen" tasarımlarıyla da hatırı sayılır bir ilgi toplamıştır üzerine. Zamanın hatırı sayılır moda eleştirmeni Melka Tréanton'ın da desteğini almıştır.
1978 yılında Paris'te kendi butiğini açmıştır, erkekler için de tasarım  yapmaya başlamıştır tabi bu arada. 80'lere geldiğimizde artık  tüm dünyada tanınan bir tasarımcıdır kendisi. İlk haute couture (haute couture için siz diyin yalnızca bir tek dikilen, emsalsiz,kişiye özel ben diyim terzi işi herneyse) koleksiyonunu 1992 yılında paylaşmıştır sevenleriyle...
Bugünse Thierry Mugler adını tasarımcı, fotoğrafçı, yönetmen, sanat danışmanı gibi bir çok sıfatla beraber kullanmak mümkün. 
2007 yılında Thierry Mugler markasının başına Joel Palix 'in geçtiği gerçeğinin yanına Eylül 2010'da Nicola Formichett'in yaratıcı ekibin başı olarak duyurulmasını da eklemek isterim.
Tüm bu kötü olayların ise (artık kıyafet tasarlamıyor oluşundan bahsediyorum tabi ki) 1992 yılında Thierry Mugler'in Clarins ile birlikte çalışmaya başlaması sonucu ortaya çıktığı varsayılıyor, kazanımımız ise harika bir parfüm olan "Angel" oldu o yıl... hala çok fazla  hayranı var bu kült parfümün nefret edenide olmasa olmaz, değil mi?

Tabi ardından 1996 yılında A*Men, 2005 yılında Alien (kokusu kadar şişe tasarımı da harikadır) ve son olarak 2010 yılında Womanity... Tüm bu yazıyı yazma sebebimde  zaten geçen aylarda tanıştığım Womanity dir başımı döndürdü, tabiri caizse beni benden aldı... Parfümlerde çok nadir rastladığımız o tatlı incir kokusunun altına taptaze insanı yenileyen canlandıran mutluluk veren havyar kokusunun gizlenmesi nasıl bir zevk işidir çözemiyorum... çözemedikçe deliriyorum herkes bu parfümü alsın herkes womanity koksun istiyorum...
indirim yakalasamda evde 3-5 şişe stoklasam istiyorum :) Dougles'ta ve Sevil parfümeride satılıyor sanıyorum. bir hafta bekleyebilenler için ise strawberrynet.com fiyat konusunda fark atıyor.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder