30 Mayıs 2011 Pazartesi

ayna, ayna...

her sabah sürdüğü savaş boyalarını her akşam odasının kapısından içeri girerken çıkaran bir kız vardı...
kırık saç uçları kadar kırıktı kalbi
ve dağınıktı...
hatırlamıyorum ismini.
sonsuza kadar beklerse,
olacakmış tüm dilekleri.
fallara da inanırmış zaten,
hiç görmemiş kendi gözleriyle, yağmurdan sonra gökkuşağını,
her nedense inanmış,
inanmasa düşermiş,
inanmasa kaybolurmuş,
inanmasa o yüce güce,
kendini affedemezken,
kim affedecekmiş onu, bilemezmiş...
kimse söylememiş ona,
geçmişteki hiç bir şey için suçlanamayacağını
aslında geçmişte yaşamanın imkansız olduğunu...
o da kimseye söylememiş zaten,
tüm o şarkıların ,
sadece o'na yazıldığını.
bir şeylere anlam yükleyip yüklememek elinde değil,
zaten sokaklar da tekin değil,
yine de bu kadar korkma,
aynadaki hayal mi,
değil!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder